Selam İstanbul

ilk yazımız ve uzun bir aradan sonra İstanbul'u özlemle kucaklamamız aynı zamana geldi, ne güzel! İşimiz dolayısıyla(tatil'de yaptık tabii) Londra'daydık... Çok yorulduk, gezdik, eğlendik ve anlatması bile yorucu bir dolu mevzu... -Niki; bolca alışveriş yaptım ve ünlü mekanlarda Türkiye'den tanıdık yüzler gördüm. Hatta bir bayan popçu ve program sunucusuda dahil.! -Ben; ohh ne ala! ben işten kafamı kaldırmadan harıl harıl çalıştım, Niki gezsin!:) -N; kadınlar her şekilde alışverişe zaman buluyor işte;) -B; özelliklerde senin gibi Derya Baykal ruhlu bir kadın:) -N; aynen öyle bu arada koskoca ünlü Soho'da hotdog satan seyyar tezgahlar gördüm! -B; Londra'da Türk'leşiyor desene:) iyide Derya Baykal'la ne alakası var şimdi bunun? -N; hiç bir alakası yok ne alakası olucak;) -B; yorumsuzsun niki:) -N; biliyorum;) Uçaktan indiğimiz gibi arabaya atlayıp, yemeğe koştuk. Bavulları arka koltukta bırakıp uzun bir trafik karmaşasından sonra Niki'nin ısrarıyla, hatta zorlamasıyla Nişantaşı Teşvikiye'deydik. -N; Gitmeyi en çok sevdiğimiz kafelerden birinin kapandığını görünce City's Nişantaşına girdik! Eğer 2 saatlik trafiği ve o stresi yaşamamış olsaydım avm'nin görüntüsü beni hala Londra'da olduğma inandırabilirdi. (!) Moda'nın kalbine yakışır bir Life Style Center... Fakat otoparktan sonra yaşanılan hüsran anlatılamaz... -B; arabayı kapıda bırakmadık mı? -N; beni bölme! -B; tamam devam:) -N; arabayı görevliye bıraktıktan sonra... -B; ...!?... -N; ... sonra, içeri girdik ve girmemizle çıkmamız bir oldu. Tasarımına , içinde mağzaların şaşasına, markaların elitliğine diycek yok, ama City's'e girdiğim anda beni afakanlar basıyor, kısaca Cevahiri tercih ederim; ohh ferah ferah;) -B; duyurulur:) -N; kime? -B; ?...!